Her sektör kötü yönetimden payını alıyor
Röportaj: Mayis Alizade
İstanbul Üniversitesi mezunu Haluk Hepkon bir süre medya alanında görev yaptıktan sonra 2008 yılında Kırmızı Kedi Yayınevi’ni kurdu. FETÖ’nün tertiplediği Ergenekon ve Balyoz davaları süreçlerinde cezaevinde bulunan önemli kişiliklerin kitaplarını basarak büyük sükse yapan Kırmızı Kedi Yayınları, Eylül 2018’de bastığı Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal kitabıyla Türkiye’nin yayıncılık alanında bir rekora imzasını attı. Mustafa Kemal, kuruluşunun onuncu yılında Kırmızı Kedi Yayınları’nın bastığı 1000. kitap olmuştu. Hepkon’un sorularımıza verdiği cevaplar…
Yeniçağ: Ağustos 2018’de yaşanan devalüasyonlar sırasında Türk ve yabancı medyaya verdiğiniz demeçlerde hükûmetin acil tedbirler almasını talep ettiniz. Taleplerinizin hepsi alındı mı?
Hepkon: Yayıncılık sektörü birçok sektör gibi zor günlerden geçiyor. Özellikle üretim maliyetinin ana kalemi olan kâğıdın ithal edilmesi kitap üretiminde oldukça seçici olmaya itiyor bizi. Yerli üretimin olmaması, SEKA’ların kapatılması başlı başına bir sorun uzun yıllardır.
Pandemi dönemiyle birlikte dünyadaki kâğıt fiyatlarının hızlı artışına ülkemizdeki döviz kurunun hızlı artışı da eklenince, ithal kâğıtla yayıncılık yapmak oldukça zor bir hâl aldı. Sadece bununla da kalmadı, hızlı artan enerji maliyetlerinin bire bir yansıdığı baskı maliyetleri de eş oranda artış gösterdi.
Genel ekonomik tablo her sektöre zor günler yaşatıyor kuşkusuz ancak ayakta kalması gereken yayıncılık alanına karşı da devletin herhangi bir desteği maalesef olmadı.
Yeniçağ: Geldiğimiz noktada kitap yayıncılığı piyasasının esas sıkıntısı ne?
Hepkon: Türkiye’de her şeyde olduğu gibi kitap üretim maliyetleri de oldukça yüksek bir hâle geldi. Sürekli yukarıya doğru giden enflasyon, can yakarak artan yüksek döviz kuru yayın dünyasını çok zor duruma düşürdü. Bu kadar yüksek maliyetler ve bin bir emekle üretilen kitabın okurunun da alım gücü çok düşük. Kitap, pek çok okurun temel ihtiyaçlarından biri olmaktan çıkmaya başladı. Kötü yönetilen ekonomi her şeyi olduğu gibi yayıncılık piyasasını da olumsuz etkiliyor doğal olarak.
Yeniçağ: Şu an için hangi tedbirlerin alınmasını kaçınılmaz buluyorsunuz? O tedbirler alınmazsa piyasanın durumu ne olur sizce?
Hepkon: Söylediğim gibi, kötü yönetilen bir ekonomi var ülkede. Her sektör bu kötü yönetimden payını alıyor. Yayıncılık başta olmak üzere, insanın dili varmıyor ama pek çok sektörü çok kötü günler bekliyor, ne yazık ki.
Yeniçağ: Eylül 2018’de onuncu yılınızı 1000. kitabınızla kutlamıştınız. Piyasanın durumu somut olarak Kırmızı Kedi Yayınevi’ni etkiledi mi?
Hepkon: Etkiledi. Çeşitlilik konusunda ısrarcı olsak da baskı adetlerimiz satışa bağlı olarak düşüşler gösteriyor. Yurt dışı telifli kitaplarda kurdan dolayı daha seçici davranıyoruz. Stok maliyetlerimizi kontrol altında tutuyoruz. Baskı adetlerimiz daha kontrollü ve kısıtlı artık.
Yeniçağ: Sizce Türkiye’de kitap yayıncılığı işi artık kendi kaderine mi terk edildi yoksa “En son umut ölüyor” sözü sizi de teselli ediyor mu?
Hepkon: Maalesef yayıncılık bütün Türkiye gibi kaderine terk edildi. Umutsuz bir biçimde başına gelecekleri bekliyor.